Eğer gidersen
Kahrolacağım!
Eğer gidersen;
Bir ateş yanacak yüreğimde
Bir ateş yanacak bu şehirde
Terk ettiğin İstanbul’u alevler saracak
Bir ateş yanacak bastığın her yerde
Adım attığın
Gülüşünü bıraktığın
Her yer yanacak benimle birlikte...
Karşısına geçip saatlerce izlediğin Kız Kulesi’ni
Avuçlarına alıp okşadığın o mis kokulu çiçekleri
Bir sevdayı paylaştığımız o çay bahçesini
Kıyılarına aşk bıraktığın sahilleri
Senli tüm şiirlerimin kaynağı vapurları
Simidini paylaştığın o beyaz martıları
Birlikte geçirdiğimiz bütün zamanları
Ve geride bırakacağın tüm anıları
Bir bir yakacaksın gidersen…
Eğer gidersen
Aşk, girmeyecek kimsenin yüreğine bir daha
Ve bir daha yeryüzüne
Ne bir Mecnun gelecek
Ne bir Leyla
Ne bir sen geleceksin bir daha
Ne de bir ben…
Aşkı da yakacaksın gidersen
Sevdayı da…
Gideceksin!
Gittiğin gün birlikte yürüdüğümüz yollarda yürüyeceğim
Birlikte seyrettiğimiz denizi
Güzelim Kız Kulesi’ni izleyeceğim son kez
Sanki yanımda sen varmışsın gibi…
Sonra infazı kesinleşen yüreğimi alıp
Bırakacağım kendimi ateşlere
Tutuksuz düşlerimi emanet edip zamana
Kahroluşların tutsağında kalacağım…
Sen;
Gideceksin evet...
Ben o gün;
Beyaz bayrağını çoktan çekmiş bir karakteri canlandırıyor olacağım
Ve kendi ellerimle pranga vuracağım yüreğime!
Yüreğim tutuklu
Yüreğim suçlu
Yüreğim seni sevdiği için böylesine
Ve çaresiz bağlandığı için senin gibisine
Cezası kahrolmak, ömür boyu…

Ne güzel yazmışlar..
YanıtlayınSilBen yazdım :) Teşekkür ederim :)
YanıtlayınSilYazdıgın ilk gün okumuştum ama yorum yazmadım-yazamadım :( yine yazamıcam sanırım :(
YanıtlayınSilTamam ama üzülmek yok hadi gülümse :)
YanıtlayınSil